Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ÖYLE BİR HİKÂYE Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri: – Atikali, Atikali! diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı,
4.cilt
846. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ şöyle dedi: Bir adam, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e: – İslâm’ın hangi özelliği daha hayırlıdır, diye sordu? Resûl-i Ekrem: “Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selâm vermendir” buyurdu. Buhârî, îmân 20; İsti‘zân 9, 19; Müslim, îmân 63. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 131; Nesâî, îmân 12 ... Selâm, müslümanların âdeta parolasıdır. Birbirini tanımayan insanlar birbirlerine selâm verip alınca, aralarında ilk anlaşma va kaynaşma sağlanmış olur. Çünkü her ikisi en büyük müşterekte, din kardeşi olma ortak paydasında buluşmuşlar demektir. Ayrıca selâm, dostluğun, kardeşliğin, karşısındakine sevgi ve saygı duymanın, mütevâzi davranmanın, insanların kalplerini kazanmanın da ilk basamağıdır. Bu sebeple tanıdık tanımadık her müslümana selâm vermek Efendimiz’in bir çok hadislerinde teşvik edilmiştir. Abdullah İbni Ömer’den gelen bir rivayette Peygamberimiz: “Selâmı yayınız, fakir ve yoksulları doyurunuz, böylelikle Azîz ve Celîl olan Allah’ın size emrettiği şekilde kardeşler olunuz”  buyurmuşlardır (İbni Mâce, Et’ıme 1). Ebû Hüreyre’den gelen bir rivayette de: “Îmandan sonra güzel davranışların en üstünü, insanlara karşı sevgi beslemektir” buyurulmuştur (Süyûtî, el-Fethu’l-kebîr, I, 207).
Reklam
Birincisi bana aşık olun..!!
Yalnız lütfen hakkımda yanlış bir izlenime kapılmayın, olur mu? Hep böyle kolay randevu verdiğimi sanmayın... Gerçi görüşmeye söz de verirdim, tabii eğer... Neyse o da benim sırrım olsun! Ama önce anlaşa... -Anlaşalım! Söyleyin, söyleyin her şeyi peşinen; her şey kabulüm, her şeye hazırım, -diye bağırdım coşkuyla,-kendi adıma yanıt veriyorum: Sözümde duracağım, sınırları aşma- yacağım... Beni tanıyorsunuz zaten... Ben de zaten sizi tanıdığım için yarın davet ediyorum ya, -dedi kız gülerek.- Sizi gayet iyi tanıyorum. Ama bakın, şu şartla gelin: Birincisi bana âşık olmayın (iyi niyetinize güveniyorum, ricamı kırmayın, bakın sizinle açık açık konuşuyorum)... Bunun oluru yok, sizi temin ederim. Dostluğa ise hazırım, işte size elimi uzatıyorum... Ama aşk kesinlikle olmaz, size yalvarıyorum!
"Tebrikler Tom,” dedi Taladon gür sesiyle. "Böylesine büyük bir yetenek ve cesaretle savaşan bir oğula sahip olmaktan gurur duyuyorum.” Tom alçak gönüllülükle yere baktı. "Tek başıma değildim,” dedi. "Ah, evet.” Tom başını kaldırdığında Taladon’un sırasıyla Elenna, Fırtına ve Gümüşe baktığını gördü. “Oğlum böylesine cesur ve sadık dostlara sahip olduğu için çok şanslı. Hepinize teşekkür ediyorum.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Neşet
Hep dinledik onu... Ama, türkülerini dinledik. Ne dediğine kulak vermedik. Söz'lerini dinlemedik. Senelerce "kendim ettim kendim buldum, gül gibi sarardım soldum, eyvahh" diye haykırdı... İktidar tercihlerimizin nakaratını bundan daha güzel özetleyen var mıydı? "Dane dane benleri var yüzünde, dünyada yardan datlı var
Sayfa 69 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Reklam
İRAN ATASÖZLERİ - 3
SAKİ SARHOŞ OLUNCA KADEH HIZLA DÖNEMEZ SAKİNİN ÖFKESİNE UĞRAYAN SARHOŞUN HALİ NİCE OLUR İki dost için iğne deliği geniştir, iki düşman için bütün dünya dardır İNSAN, DİLEDİĞİ AŞAMAYA YALNIZ ÜÇ ŞEYDEN BİRİNİ GÖZE ALMAKLA ERİŞEBİLİR: KİŞİSEL OLARAK ÜZÜNTÜYE, MALCA ZARARA UĞRAMAK YA DA DİNCE BİR FERAGATİ GÖZE ALMAK İNSAN GÜLÜNCE, BU BAŞKALARI
2. Basım, Referans Yayınları (Ankara), 2006Kitabı okuyor
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Emperyal Irkçılık: Amaç Koparmak
Elbette ki bu kasıtlı bir siyasetti. William Makepeace Thackeray, Hindistan'ın 'gururlu, derin düşünceli ve bağımsız' ruhunun baskı altına alınması gerektiği kanaatindeydi: "Bu özellikler doğrudan çıkarlarımızın aleyhinedir. General, devlet adamı ya da hukukçuya değil çalışkan çiftçilere ihtiyacımız var." Irkçılık hemen
Reklam
“Bir adam Kâbe'yi ziyaret ediyordu. Kâbe'yi tavaf ederken, yüksek sesle dua etmeye başladı: “Ey Rabbim! dedi, “bana birkaç hayırlı dost ver. Ey Allah'ım bana birkaç hayırlı dost ver!' Onun bu duasını işiten birisi, ona: 'Burası Allah'ın evi, af dilemelisin; Allah'tan cenneti istemelisin; birkaç hayırlı dost değil' dedi. 'Affa ihtiyacı olan sensin' dedi adam, 'sen af iste. Benim hayırlı dostlara ihtiyacım var. Ancak hayırlı dostlar beni günahlardan uzak tutacaktır. Benim cennete girmemin tek yolu bu". Babam kıssayı anladığımdan emin olmak için biraz duraksadı ve sonra ekledi: “Kendine, seni koruyacak birkaç hayırlı ve sadık dost bul!”
Dostmuş, ne dostluğu bu para dinlisi dünyada?
-Uyarılan Şiir-
Bakımlı parkların görgülü ağaçları eli yüzü düzgün kibar dalları Sarı yaprakları günışığını sarınmış bırakmamış Banklardan her birinde gündüzden kalma bir koku Bir kedi miyavlar yalnızlık hakkında elinde bir belgeyle geçer Yakın denizde bir derinlik kokusu ve kımıldayan bir ölüm duygusu Ve deniz Onun sularda olmayan bir sesle mendireğin iri
Sayfa 370 - Beyan Yayınları
bu seriyle beni tanistiran guzel insan sana cok sey borcluyum.
"Kötü korunan ceplere," dedi adam "Nöbet yerlerinde uyuyakalan İnzibatlara," dedi Sabetha "Bizi doyuran şehre ve saklayan geceye," dedi Calo "Ganimeti bölüşecek dostlara!"
202 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.